DEVAM: 24. El ve Baş İşaretiyle Fetvaya Cevap Vermek
حدثنا
موسى بن
إسماعيل قال:
حدثنا وهيب
قال: حدثنا
هشام، عن
فاطمة، عن
أسماء قالت:
أتيت
عائشة وهي
تصلي، فقلت:
ما شأن الناس.
فأشارت إلى
السماء، فإذا
الناس قيام،
فقلت: سبحان
الله، قلت:
آية؟ فأشارت
برأسها: أي
نعم، فقمت حتى
تجلاني الغشي،
فجعلت أصب على
رأسي الماء،
فحمد الله عز
وجل النبي صلى
الله عليه
وسلم وأثنى
عليه ثم قال: (ما
من شيء لم أكن
أريته إلا
رأيته في
مقامي، حتى
الجنة
والنار،
فأوحي إلي:
أنكم تفتنون
في قبوركم -
مثل أو - قريب -
لا أدري أي
ذلك قالت
أسماء - من
فتنة المسيح
الدجال، يقال
ما علمك بهذا
الرجل؟ فأما
المؤمن أو
الموقن - لا أدري
بأيهما قالت
أسماء - فيقول:
هو محمد رسول
الله، جاءنا
بالبينات
والهدى،
فأجبنا
واتبعنا، هو
محمد، ثلاثا،
فيقال: ثم
صالحا، قد
علمنا إن كنت
لموقنا به.
أما المنافق
أو المرتاب -
لا أدري أي
ذلك قالت
أسماء - فيقول:
لا أدري، سمعت
الناس يقولون
شيئا فقلته).
[-86-] Esma' şöyle demiştir: (Güneş tutulduğu bir sırada) namaz kılarken
Aişe'nin yanına gittim. "İnsanlara ne oluyor (neden korkuyorlar?)"
diye sordum. Başıyla gökyüzünü gösterdi. Bir de baktım ki insanlar namaza
durmuşlar. Âişe "Sübhanallah" dedi. Ben "Bu bir ayet (işaret)
midir?"diye sordum, başıyla "evet" diye işaret etti. Bunun
üzerine ben de namaza durdum. Üzerime baygınlık çökünce (yanımdaki kırbadan)
başıma su dökmeye başladım.
Namazdan sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Allah'a hamd-ü
sena edip şöyle buyurdu: "Daha önce bana gösterilmemiş her şey, hatta
cennet ve cehennem bile bana burada gösterildi. Bana 'kabirlerinizde Mesih
Deccal'in fitnesine benzer (veya yakın) bir şekilde imtihan edileceksiniz' dîye
vahyedildi. Kabre giren kişiye sorulacak: Bu adam (Hz. Muhammed) hakkında ne
biliyorsun?
Mu'min (veya kesin inançlı bir) kişi: "O, Muhammed'dir,
Allah'ın resulüdür. Bizlere apaçık deliller ve hidayeti getirdi. Biz de onun
davetine icabet ettik ve ona tabi olduk. O Muhammeddir (üç kere)' diyecek. O
kişiye: "Rahat bir şekilde uyu. Senin ona kesin olarak inandığını
anladık'' denilecek.
Münafık (veya kalbinde şüphe bulunan) kişi ise: "Bilmiyorum.
İnsanların bir şeyler söylediğini duydum, ben de aynısını söyledim"
diyecek.
Tekrar: 184, 922, 1053, 1054, 1061, 1235, 1373, 2519, 2520, 7287
AÇIKLAMA: "Bir de baktım ki insanlar namaza
durmuşlar": Hz. Esma, Hz. Aişe'nin odasında idi, bu odadan mescid
tarafına baktığında insanların güneş tutulması sebebiyle namaza durduklarını
gördü.
"Sübhanallah dedi": Yani Hz. Âİşe sübhanallah diyerek
başıyla işarette bulundu.
باب:
تحريض النبي
صلى الله عليه
وسلم وفد عبد القيس
على أن يحفظوا
الإيمان
والعلم،
ويخبروا من
وراءهم.
-وقال
مالك بن
الحويرث: قال
لنا النبي صلى
الله عليه
وسلم: (ارجعوا
إلى أهليكم
فعلموهم).
25. Nebi s.a.v.in Abdülkays Heyetini İmanı Ve İlmi Ezberlemeye
Ve Geri De Kalanlara Bildirmeye Teşvik Etmesi
87
- حدثنا
محمد بن بشار
قال: حدثنا
غندر قال:
حدثنا شعبة عن
أبي حمزة قال:
كنت
أترجم بين ابن
عباس وبين
الناس، فقال:
إن وفد عبد
القيس أتوا
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال: (من
الوفد أو من
القوم). قالوا:
ربيعة، فقال:
(مرحبا بالقوم
أو بالوفد،
غير خزايا ولا
ندامى). قالوأ:
إنا نأتيك من
شقة بعيدة،
وبيننا وبينك
هذا الحي من كفار
مضر، ولا نستطيع
أن نأتيك إلا
في شهر حرام،
فمرنا بأمر نخبر
به من وراءنا،
ندخل به
الجنة،
فأمرهم بأربع
ونهاهم عن
أربع: أمرهم
بالإيمان
بالله عز وجل
وحده، قال: (هل
تدرون ما
الإيمان
بالله وحده).
قالوا: الله
ورسوله أعلم،
قال: (شهادة أن
لا إله إلا
الله، وأن محمدا
رسول الله،
وإقام
الصلاة،
وإيتاء
الزكاة، وصوم
رمضان،
وتعطوا الخمس
من المغنم).
ونهاهم عن
الدباء
والحنتم
والمزفت. قال
شعبة: ربما قال:
(النقير).
وربما قال:
(المقير). قال:
(احفظوه وأخبروه
من وراءكم).
[-87-] Ebu Cemre şöyle demiştir: İbn Abbas Benî Abdülkays heyeti Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sordu: "Bu topluluk (bu heyet) kimdir?
Sahabîler: "Onlar, Rebîa'dır" dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) onlara: "Merhaba (hoş geldiniz). Allah sizi utandırmasın, pişman
etmesin" buyurdu. Onlar şöyle dediler: "Ey Allah'ın elçisi! Biz senin
yanına ancak Haram aylarda gelebiliyoruz. Bizimle senin aranda Mudar
kabilesinin kâfirlerinden falanca kabile var. Bize öyle kesin bir şey söyle ki
bunu akrabalarımızdan geride bıraktıklarımıza bildirelim ve bununla (bunu
yaptığımızda) cennete girelim". Ayrıca içecekler hakkında da soru
sordular.
Nebi s.a.v. onlara dört şeyi emretti, dört şeyi yasakladı. Onlara;
yalnızca Allah'a inanmayı emrederek şöyle sordu: "Yalnızca Allah'a inanmak
nedir bilir misiniz?"
Onlar: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler. Nebi
s.a.v. şöyle buyurdu: (Yalnızca Allah'a iman ) Allah'tan başka ilah olmadığına
ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik etmek, namaz kılmak, zekat
vermek, oruç tutmak ve ganimetin beşte birini (devlet hazinesine) vermeniz
demektir'.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara şu dört şeyi
(kullanmayı) yasakladı: Şarabın içinde saklandığı sırmalı sırmasız Hantem,
Dübbâ, Nekîr, Müzeffet (mukayyer de demiş olabilir) gibi kaplardır. Onlara
şöyle dedi: "Bunları ezberleyin ve geride kalanlarınıza da bildirin".